Obezitede damgalama ve ayrımcılığa karşı 'Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne' projesi başlıyor

'Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne' projesi, obezitenin tedavisindeki görünmez engellerden damgalama ve ayrımcılığa dikkat çekti. Türkiye ve dünyada görülme sıklığı giderek artan obezite hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün en riskli hastalıklar sıralamasında ilk 10’da yer alıyor. Obezitede damgalama ve ayrımcılığa karşı “Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne” projesi gerçekleştirilen basın toplantısı ile başlıyor. Proje, obezite hastalığının damgalama ve ayrımcılık tedavisinin önündeki görünmeyen engellere dikkat çekiyor. Projenin ilk adımında basın mensupları ile bir araya gelen uzmanlar, ‘Obezitede Medyanın Rolü’nü ele aldı. Projenin ilk adımında ise ‘Obezitede Medyanın Rolü’ mercek altına alınarak, yıl içerisinde basın çalışanları ile atölye çalışmaları düzenlenecek. Obezite hastalığı ile

ilgili medyada yer alan haberlerde doğru görsel ve dil kullanımının etkisinin ele alınacağı bu çalışmalarla, damgalama ve ayrımcılığa karşı etkili bir adım atılması hedefleniyor. Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne’ projesi, obeziteli bireylerin hayatlarının pek çok alanında karşılaştıkları, damgalama ve ayrımcılık üzerine kapsamlı bir şekilde eğilerek obezitenin iyileştirilmesindeki en büyük engeli ortadan kaldırmayı hedefliyor. Damgalama ve ayrımcılığın obeziteli bireylerde sosyal hayatı kısıtlama, benlik algısında bozulma ve sağlık hizmetlerinden yararlanamama gibi sonuçlara neden olabildiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumun obezitenin tedavisinde olumsuz etkileri olduğunu söylüyor. Gerçekleştirilen basın toplantısında, Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı (TOAD) Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, TOAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Yazıcı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Deniz Sezgin önemli bilgiler verdi. Kampanyanın lansmanı Çiçek Dilligil'in sunuculuğunda gerçekleşti. “Erkeklerde yüzde 107, kadınlarda yüzde 34 artış görüldü” Obezite son 12 yılda erkeklerde yüzde 107, kadınlarda ise yüzde 34 artış görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Volkan Yumuk, “Bu artışın en önemli sebeplerinden biri de hareketsiz yaşam biçiminin giderek daha çok yaygınlaşmış olmasıdır. Bunun dışında genetik, epigenetik, çevresel, biyolojik ve psikolojik faktörler de obezitenin ortaya çıkmasındaki önemli etkenlerden birkaçıdır. Ülkemiz için de durumun tehlikeli bir boyuta gelmiştir” şeklinde konuştu. “Damgalama ve ayrımcılık obezitenin tedavisini engelliyor” “Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne” projesinin obezitenin iyileştirilmesindeki rolüne de değinen Yumuk, “Damgalama ve ayrımcılık, obezite tedavisinin önündeki görünmeyen önemli bir engel. Obeziteli bireyler pek çok alanda ciddi problemler yaşarken bu durum onların obezite ile mücadelesini de olumsuz etkiliyor” dedi. Proje kapsamında bu amaçla ‘Obezite ile Mücadele Takımı’ olan o takım kuruldu. Yıl boyunca deneyimli uzmanlarla birlikte çeşitli atölyeler düzenleyecekler” ifadelerini kullandı. Obezitede Medyanın Rolü’nün öneminli olduğunu vurgulayan Yumuk, “Toplumda damgalama ve ayrımcılığın değiştirilmesinin uzun soluklu ve zor bir yolculuk olduğunun farkındayız ancak çıktığımız bu yolculuğun obeziteli bireyler için ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Basın mensupları ile birlikte ilk adımı atacağımız bu yolda, eğitim ve iş hayatı, sağlık ve sosyal yaşam gibi konularda her yıl bir alana odaklanmayı hedefliyoruz. Yan yana mücadele ederek bu değişimin tohumlarını birlikte atarsak, değişimin çiçeklerini de yine hep birlikte göreceğimize eminiz” diyerek sözlerini tamamladı. “Obezitenin iyileştirilmesinde medyanın rolü ağır” Obezitenin kompleks bir hastalık olarak kabul edilmesi ve tedavisinin bu yaklaşımla yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Yazıcı, “Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalığı gibi birçok ölümcül hastalığın yanında depresyon gibi psikolojik sorunları da obezite ile birlikte gözlemliyoruz. Obezitenin psikolojik etkileri ise obezite ile mücadeleyi önemli ölçüde etkiliyor. Damgalama ve ayrımcılığın psikolojik etkenler arasında önemli bir yere sahip” dedi. Medyada obezite ile ilgili aktarılan doğru bilginin toplumdaki obezite algısının doğru oluşmasında ve yanlış bilgilerin ortadan kaldırılmasında oldukça etkili olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dilek Yazıcı, basın mensuplarının bu anlamda ağır bir role sahip olduklarını belirtti. “Ayrımcılık ve damgalama sosyal hayatlarını kısıtlıyor” Obeziteli bireylerin hayatlarında pek çok alanda mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirten Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Damgalama ve ayrımcılık sorunu; sosyal hayatlarında kısıtlamaya gitmelerine, özgüven kaybı yaşamalarına, seyahat kısıtlamalarına ve hatta tedaviye başvurmamalarına ya da tedavilerini aksatmalarına neden olabiliyor. Obeziteli bireyler toplumda gizli engelliler olarak yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Projenin çıkış noktası olan “Rolüm Ağır - “Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama” kitabının yazarlarından olan Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Gerçekleştirdiğimiz bu çalışma sayesinde obeziteli bireylerin eğitim, sağlık, sosyal hayat ve iş hayatı gibi alanlarda karşılaştıkları sorunlara daha yakından tanık olma imkanı bulduk” dedi. “Dil ve görsel kullanımına bir rehber: obezite medya kılavuzu” ‘Obezite Medya Kılavuzu’nun, haberlerde kullanılan dil ve görsel araçlarla ilgili bir rehber olmasını istediklerini ifade eden Prof. Dr. Sezgin, “Bu yıl aynı zamanda obezite haberleri üzerine odaklandığımız bir medya analizi gerçekleştiriyoruz. Atölyelerden önce başlattığımız araştırma, atölyelerden sonra da devam edecek. 2022 Mart ayında ise medya analizi araştırmamızın raporunu sizlerle paylaşmayı hedefliyoruz. Bu çalışma sonucunda arzumuz, haberlerde kullanılan dilin değiştiği ve obeziteli bireyleri temsil eden olumlu görsellerin arttığı bir tabloyla karşılaşmak. Sizlerin göstereceği hassasiyet, toplumdaki damgalayıcı pratiklerin değişmesini mutlaka ki hızlandıracaktır” dedi. Obezitede damgalama ve ayrımcılık ile mücadelede toplumdaki tüm bireylere ve kurumlara önemli roller düştüğünü vurgularken; bu yıl, basın çalışanları ve medya sektörü ile kalıcı ve etkin bir çözümün ilk adımını hep birlikte atmak istediklerini belirten Prof. Dr. Sezgin, “Basın çalışanlarının göstereceği hassasiyet ile toplumda damgalama ve ayrımcılığın önemli ölçüde azalacağını düşünüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Devamını okumak için tıklayınız...


Tüm içeriği video ve fotoğraflarıyla indir


Fotoğraf İndir

Video İndir