Türkiye'de 40 yaşın altında her beş kadından bir tanesi meme kanseri

Meme kanserine farkındalık oluşturmak amacıyla bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farklı etkinlikler düzenleniyor. Bu sebeple düzenlenen seminerde konuşan Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Aydoğan, Türkiye'de Avrupa'ya göre meme kanserinin oldukça fazla kadında görüldüğüne dikkat çekerek, "Ülkemizde maalesef 40 yaşın altında her beş kadından bir tanesinde ortaya çıkmaktadır" dedi. Meme kanseri, dünyada ve Türkiye'de kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi tüm dünyada ve Türkiye'de 1-31 Ekim meme kanseri bilinçlendirme ve farkındalık ayı sebebiyle bir seminer düzenledi. Meme Sağlığı Merkezi’nden Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Aydoğan ve Memorial Bahçelievler Hastanesi İç

Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Timur Selçuk Akpınar'ın katılımıyla düzenlenen seminerde; meme kanserinin riskleri, kanserden korunma yolları, tanı ve tedavide yeni gelişmeleri konuşuldu. Prof. Dr. Aydoğan: "Egzersiz yapılması kanser riskini azaltıyor" Prof. Dr. Fatih Aydoğan, seminerde yaptığı konuşmasında; meme kanseri riskinin çeşitli nedenlerle arttığını kaydederek, "Bunlar bizim değiştirebildiğimiz ve değiştiremediğimiz faktörler olabilir. Değiştiremediğimiz kadın cinsiyeti, genetik taşıyıcılık, ailede meme kanseri ya da yumurtalık kanseri olan birilerinin olmasıdır. Değiştirebildiklerimiz ise obezite, özellikle de menopoz sonrası dönemdeki obezite, geç doğum yapmak, emzirmemek ve hareketsizlik bir yaşam şeklidir. Egzersiz yapılması kanser riskini azaltıyor. Bunun dışında gece çalışan mesleklerde özellikle sağlık personeli, uçuş personeli gibi, bizim biyolojik saatimizin bozulmaya uğraması gibi bazı sorunlar meme kanseri riskini artırabilmektedir. İlaçların kullanımı, radyasyona maruz kalma risk artıranlar arasındadır" şeklinde konuştu. Türkiye'de 40 yaşın altında her beş kadından bir tanesi meme kanseri Dünyadaki meme kanseri sıklığı ülkeden ülkeye değiştiğini belirten Prof. Dr. Aydoğan, “Avrupa ve Amerika’da yaklaşık 8-10 kadında bir görülen meme kanseri, ülkemizdeki ise 22 kadından bir tanesinde görülmektedir. Ülkemize ait istatistiklere bakıldığında doğu ile batı şehirleri arasında farklılıklar görülmektedir. Batı illerinde 100 binde 50 civarında iken, doğu illerinde 100 binde 35 civarındadır. Ülkemize ait özel bir durum ise 40 yaşın altındaki meme kanserinin daha fazla olmasıdır. Batıda bu oran her 15-16 hastanın bir tanesinde iken, ülkemizde maalesef 40 yaşın altında her beş kadından bir tanesinde ortaya çıkmaktadır. Meme kanseri tanısı konan her beş kadından bir tanesi 40 yaşın altındadır” dedi. Erken teşhis çok önemli Meme kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydoğan, şunları söyledi: "Kadınlar bir şeyi fark ettikten sonra geç başvuruyorlar. O başvurunun geç olması evreyi geciktiriyor. Bu durumdan dolayı kadınları bilinçlendirmek gerekiyor. Farklı bir durum hissettiklerinde sağlık personellerine başvurmaları gerekiyor. Tarama erken tanı için önemlidir. Gece aydınlıkta uyuma ile meme kanseri arasında bir ilişki var. Yapılan araştırmalara göre, gece karanlıkta uyumak gerekiyor. Çünkü aydınlıkta uyuyunca ‘melatonin’ isimli bir hormon var. O hormonun salgılanmasında bir kesinti oluyor. Bu kesintiden dolayı da meme kanseri sıklığı arttığı görülmüştür". Doç. Dr. Timur Selçuk Akpınar: "Erken tespit edildiği takdirde, daha uzun bir yaşama şansı oluşabiliyor" Seminerde katılımcıları önemli bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Timur Selçuk Akpınar, meme kanserinin akciğer kanseri ile beraber en sık görülen kanserler arasında olduğunu söyledi. Hastalık önceden tespit edildiğinde insanların yaşam sürelerine katkıda bulunabilindiğini kaydeden Doç. Dr. Akpınar, "Bu konudan dolayı ölümleri engelleyebiliyorsunuz. Erken tespit edildiği takdirde, daha uzun bir yaşama şansı oluşabiliyor. O yüzden bu konuları çok önemsiyoruz. Kanser; hem Türkiye’de, hem de dünyada önemli yer eden bir hastalık” diye konuştu. Akdeniz tipi beslenmeyle meme kanseri riskini düşürüyor Doç. Dr. Akpınar, Akdeniz tipi beslenmenin meme kanseri riskini düşürdüğünü çalışmalarca ispatlandığının altını çizerek, "Eldeki veriler herhangi bir beslenme türünün bu konularda çokta etkin olduğunu göstermiyor ama şunu biliyoruz: Akdeniz tipi beslenme yani Akdeniz mutfağı türü dediğimiz beslenmelerin bu konuda daha olumlu etkileri mevcut. Özellikle 'mono satüre' dediğimiz yani zeytinyağı tüketimlerinin olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Bunun dışında kızartma, doymuş yağ dediğimiz; hayvansal yağlar, margarin tipi katı yağlar gıda tüketiminin kanser riskini arttırdığına dair veriler var. Bu açıdan yağlı beslenme büyük bir problem oluşturuyor.” şeklinde konuştu. Kilonu koru, kanserden korun Obezitenin meme kanserinde büyük risk taşıdığını söyleyen Akpınar; “Şişman hastalarda kanserlerin riski artıyor. Bunların içinde de meme kanseri önemli bir yer tutuyor. Kolon ve rektum kanserleri, idrar torbası kanserleri, gırtlak kanserleri bunların birçoğunda obezitenin ve şişmanlığın bir etken olduğunu söyleyebiliriz. Meme kanserinden korunma açısından kilomuzun kontrolü de önemli. Meme kanserinde, sigara içimi de önemli bir risk faktörüdür. Asya tipi ülkelerde soya ve soya ürünü beslenmeleri önde oluyor ve bu durum kanser riskinin daha az olmasında etkili oluyor. Alkilleyici dediğimiz bazı besinler var bunlar DNA hasarı yaparak tümörlere yol açıyor. Meme kanserinde de bu yönde etkin olabilecek şeyler var. Özellikle obezite ve yağlı beslenme bu konuda çok öne çıkıyor, o yüzden dikkat etmek lazım" dedi.

Devamını okumak için tıklayınız...


Tüm içeriği video ve fotoğraflarıyla indir


Fotoğraf İndir

Video İndir