belirten Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen "Böbrek kanseri, mesane kanseri, prostat kanseri, testis kanseri, ürolojik kanserlerde patoloji, ürolojik kanserlerde yaşam kalitesi, ürolojik kanserlerde Minimal İnvaziv Cerrahi” gibi önemli konular her yönüyle tartışılıp, güncel verilerin sunulduğunu aktardı.
Kongrede konuşan Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Türkeri ise prostat kanserinde kadınların erkeklerden daha çok duyarlı davrandığını, erkek hastayı tedavi sürecinde ve sonrasında takip ettiğini söyledi. Türkeri, kadınların bu davranışı sayesinde birçok prostat hastası erkeğin hayatının kurtulduğunu kaydetti.
"Türkiye’de 12 erkekten 1’i prostat kanseri"
Prostat kanserinin erkeklerde çok sık görüldüğünü belirten Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Türkeri, 40 yaş üzerindeki erkeklerde sıklığın giderek arttığını söyledi. Amerika’daki 6 erkekten birisinin, Türkiye’de ise 12 erkekten bir tanesinin hayatı boyunca prostat kanseri yaşadığına dikkat çeken Türkeri, "Bizim ülkemizde de yaşam süresi uzuyor. Beklenen hayatta kalma süresi uzayınca kanser gelişme riski de artıyor. Onun için sıklığının giderek artacağını görüyoruz. Burada önemli olan nokta belirli bir yaşın üzerindeki erkeklerimizin, prostat konusunda uyanık olmaları. Çünkü bu hastalık erken yakalanırsa yüzde yüz tedavi edilebiliyor, geç kalınınca ise yapılacak bir şey olmuyor. O yüzden bizim tavsiyemiz, 40 yaşın üzerine geçildiğinde bu konuda ne yapılabileceğini, nasıl bir takip söz konusu olabileceğini tartışmak için bir ürologla konuşmaları" dedi.
"Kadınlar, erkeklerin hayatını kurtarıyor"
Prostatın, PSA kan testi ve elle muayene olmak üzere 2 farklı muayene yöntemi olduğunu ifade eden Türkeri, erkeklerin elle muayeneden kaçındığını söyledi. "Sağlık söz konusu olduğunda gerisi teferruattır. Utanılacak hiçbir şey yok" diyen Türkeri, kadınların bu konuda erkeklere göre daha duyarlı olduğuna dikkat çekerek, "Türk kadınlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Çünkü erkeklerden daha duyarlılar. Eşini, kardeşini, ağabeyini alıp geliyorlar ve bir kısmının hayatını kurtarıyorlar. O bakımdan erkeklerimizin, hanımların bu duyarlılığını göz önüne alması gerekiyor" dedi.
Kadınların erkeklerin hasta hikayesi ve tedavi sonraki sürecin takibinde büyük katkısı olduğunu vurgulayan Türkeri, "Sadece hastanın hikayesinde değil, tedavi ve tedavi sonrası hastanın takibinde inanılmaz yardım sağlıyorlar" diye konuştu.
"Doktor seçimi önemli"
Almanya Martini Klinik Prostat Kanseri Merkezi’nden Prof. Dr. Derya Tilki de, prostat kanserinde gerçekleştirilen robotik ve cerrahi ameliyatların arasında bir farklılık olmadığını ancak hastanın bu seçimi yaparken doktor konusunda tercihi iyi yapmaları gerektiğini söyledi. Tilki, "Hastanın ameliyat olacakları doktorların hangi alanda etkili oldukları önemli. Eğer o doktor robotikte daha iyiyse robotik tercih etmeliler, eğer doktor cerrahi de uzmansa hasta cerrahi yöntemi tercih etmeli" dedi.
"Erkekler, kendilerini muayene ederek testis kanserini teşhis edebiliyor"
Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. İlker Tinay ise testis kanseri hakkında bilgiler paylaştı. Testis kanserinin 15-40 yaş arasındaki genç erkeklerde en sık görülen kanserlerden biri olduğuna dikkat çeken Tinay, erken tanının önemine vurgu yaptı. Kişinin erken tanıyı basit bir yöntemle gerçekleştirebileceğini belirten Tinay, "Kontrol bizim elimizde. Kendi kendimizi muayene ederek, bunu erken evrede saptama şansları olabilir. Kadınlardaki meme muayenesi gibi her ay tercihen banyo yaptıktan sonra, her iki testisinizin üzerini yoklamanız, mahiyetini anlamanız ve sonrasında daha önceki muayeneye göre farklı bir şey saptıyorsanız bir üroloji uzmanına gelmeniz önerilir" dedi.
"Türk halkı testis kanserinin muayenesi konusunda bilinçsiz"
Testis kanseri muayenesi konusunda Türk halkının bilgisinin az olduğunu söyleyen Tinay, "Bu yüzden batıda hastalar daha erken evrede, yani tümör sadece testisteyken saptanıyor ancak bizim ülkemizde bize başvuran hastaların yarısı tümörün vücudun başka yerlerine, akciğer gibi, kanın içerisinde büyük lenf bezlerine sıçramış evrede geliyorlar. O evrede uygulayacağımız tedavide daha agresif tedaviler oluyor ve bu tedaviler sonrası büyük kalıntılar oluyor. Ancak erken evrede gelindiğinde o kitle alınarak normal bir yaşam sürmelerini sağlayabiliyoruz" şeklinde konuştu.
Mesane kanserinin sebebi: Sigara
Mesane kanseri hakkında konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı, mesane kanserinin prostat kadar sık olmasa da önemli bir kanser çeşidi olduğunu söyledi. Mesane kanserinin Türkiye’de diğer ülkelere göre daha çok görüldüğünü belirten Baltacı, "Bizim ülkemizde daha çok görülmesinin sebebi sigara. Ülkede tütün tüketimi diğer ülkelere daha fazla" dedi. Mesane kanserinin en önemli belirtisinin idrarda kan olduğunu söyleyen Baltacı, "Bu zaman zaman hastalar tarafından önemsenmiyor. Ağrı ve yanma ile birlikte olmadığı için hasta bunun üzerinde fazla durmuyor. Ağrılı ağrısız idrarda kan görünce ürolog uzmanlarına gitmesi gerekiyor" dedi.
"Avustralya’da yüksek sigara fiyatları, mesane kanseri oranını düşürdü"
Macquarie Üniversitesinden Prof. Celi Varol ise mesane kanseri konusunda Avustralya’da sigaraya vergiler getirildiğini, buna bağlı olarak sigara tüketiminin azaldığını ve mesane kanseri oranında iyileşmeler gerçekleştiğini söyledi. Varol, "Oradaki insanlar sigara içmenin bedelinin ne kadar ağır olduğunun farkındalar ve dolayısıyla kaçınıyorlar. Sigaranın fiyatı 20-25 dolar olunca bırakmak zorunda kalanlar oluyor, bu da sigara kullanımının ciddi şekilde azalmasına neden oldu" ifadelerini kullandı.
Böbrek kanserinde küçük kitleler dönemi
Üroonkoloji Derneği Genel SekreteriProf. Dr. Güven Aslan da, böbrek kanserinde küçük kitleler dönemi başladığını kaydetti. Böbrek kanserinin 50-70 yaşları arasında kendini gösterdiğini belirten Aslan, "Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 2 kat daha fazla görülür. Ülkemizde böbrek kanseri erkeklerde görülen kanserler arasında sıklık bakımından 7'nci sırada iken, kadınlarda en sık görülen 10 kanser türü arasında değildir. Böbrek kanserinin oluşma nedeni henüz kesin olarak bilinmemektedir" dedi.
Aslan her kanser türünde olduğu gibi böbrek kanserinde erken tanının önemli olduğunu sözlerine ekledi.